ALADAĞ MADENLİ KÖYÜ MOZAİKLERİ
Selim
döneminde Osmanlıya bağlandı. Kanuni Sultan Süleyman’dan hemen sonra,
1572 yılında Osmanlı Katipleri bölgeye gelerek yerleşik köylüler ve
göçebelerin isimlerini defterlere kaydettiler. İlgili
salnamede, bölgenin en önemli idari birim adı Meydan Mezrası’dır. Diğer bir adı da (Parsbit Kalesi’dir).
1808
yılında, Menemenci Aşireti Meydan Kalesi eteklerinde Karsantıoğulları
ile kanlı kavgaya tutuştu. Karsantıoğulları yenildi . Bölge,
Karaisalı’nın idari alanı içinde kaldı.
1860
yılında Adana Valisi Halil Paşa, Karsantı (Aladağ)’ya yaylaya çıkan
Karahacılı Aşiretini Sarıçam bölgesine iskan etti. Yine bu dönemde,
Aladağ Yaylalarında yaylayan Yörükler Çukurova’nın muhtelif yerlerine
yerleştirilmişlerdir. 1865 yılında Osmanlı reform ordusu “Fırka-i
İslahiye” Çukurova’ya geldi. Bu arada Karsantı Oğulları da dahil sürgüne
gönderildi ve göçebeler bu toprağa zorla yerleştirildi. 19.yy.’da
Aladağlar ve Karsantı Yöresi aynı zamanda iç çatışmalar sonucu bulunduğu
toprakları terk eden aşiret ve ailelerinin sığınma yeri oldu.
KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA ALADAĞ
KURTULUŞ SAVAŞI VE ALADAĞ
SİNAN TEKELİOĞLUNU TANIYALIM
SİNAN TEKELİOĞLU
Gerçekte
Sinan Tekelioğlu’nun gücü bir mürdiği bu emirle milli kuvvetlerin
çokluğunu propaganda ediyordu. 30.Mart.1920’de, milli kuvvetler
müfrezesi Karsantı’ya geldi .Düşman askerleri ile Karsantı’da yapılan
çatışmalarda Türk Birlikleri büyük cesaret örneği gösterip bu yöreyi
düşman işgalinden kurtarmıştır. Sinan Tekelioğlu ve Türk Birliklerinin
Karsantıya Girmesiyle yöre halkı, Sinanpaşa’ya ve askerlere oldukça
büyük sevgi ve saygı gösterdiler. Fransız Bayrakları indirilerek yerine
Türk Bayrakları dikilmiştir. Fransızlar Kilikya Bölgesine kaçmışlardır. O
yıllarda bölgede yaşayan Rumlar Türklere karşı düşmanca bir politika
izlememişlerdir. Karsantıda yaşayan Rumlar, ilçe merkezi nüfusunun
çoğunluğunu oluşturmuşlardır. İki kariyeye ayrılan bölgede, Türklerin
yaşadığı Mansurlu Kariyesi, Rumların yaşadığı Karaköy Kariyesi olarak
adlandırılmıştır.
BAŞPINAR YAYLASI
Rumlar
ile Türkler uzun bir dönem dostane ilişkiler içerisinde yaşamışlardır.
Rumlar, başta demircilik olmak üzere bir çok el sanatı ile
uğraşmışlardır. Türkler ise hayvancılıkla uğraşmışlar ve konar göçer
olarak yaşamışlardır.
Kurtuluş
Savaşı’nın kazanılmasından sonra, Yunanistan’la yapılan nüfus
mübadelesi gereği ilçede yaşayan Rumlar 1924 yılında Yunanistan’ın
Selanik Kenti yakınlarındaki Derya Piladi kentine yerleşmişlerdir.
ALADAĞ BÜYÜKSOFULU KÖYÜ
Arazinin
dağlık, engebeli olması, merkeze uzaklığı ve idari yönden çeşitli
zorlukları olduğundan Karaisalı İlçesinden ayrılarak 09.06.1987 tarih
ve3392 sayılı kanunla Aladağ ismini alarak İlçe olmuştur. İlçenin ilk
kaymakamı Abdullah KALKAN’dır.
Aladağ,
Adana iline bağlı, doğusunda Kozan, güneyinde İmamoğlu ve Karaisalı,
batısında Pozantı, kuzeyinde ise Niğde ili Çamardı İlçesi ve Kayseri ili
Yahyalı ilçesi bulunmaktadır. İlçenin çok geniş bölümü tepelik ve
dağlık bir arazi yapısına sahiptir. Aladağ’ın yüzölçümü 1347 km2’dir.
Bu alanın 279 km2’si tarım arazisi, geri kalanı ise orman arazisi ve
açık taşlık-kayalık arazidir.
Aladağ
ilçesi kuzeyde toros dağları, doğu ve güneyden Seyhan nehri ile
çevrelenmiştir. Demirkazık dağı 3688 m. rakımı ile torosların en
yüksek zirvesi olarak Aladağ sınırları içerisinde bulunmaktadır.
Aladağ’ın %49’u verimli (65554 Ha.) olmak üzere %77’si ormanlarla
kaplıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder